Haber Her şey bir Tiyatro!: Komplo teorilerinin dayanılmaz çekiciliği

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan AlpEren
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • 2
Katılım
20/1/22
Mesajlar
1,468
Puan
83
Her şey bir Tiyatro!: Komplo teorilerinin dayanılmaz çekiciliği

Kontrol ihtiyacı, üstünlük hissi ve bilgi kirliliğiyle birleşince komplo teorilerine zemin hazırlıyor. Peki, insan zihni neden hâlâ bu kadar kolay yönlendirilebiliyor? Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar, yazdı.

BUVUKwJUC0KU6JqnFemWXA.jpg

30 Ekim 1938, akşam saat sekizi gösterdiğinde, ABD New Jersey’de CBS kanalının “Mercury Theatre on the Air” ya da bizdeki adıyla Radyo tiyatrosu yayını başlıyordu. Etkileyici sesli bir adam, Orson Welles, bu haftaki programda H.G. Wells’ in bir bilimkurgu romanını seslendirecekti. Özellikle veya şans eseri olarak o gece kısa bir anonstan sonra hemen oyuna, geçildi. Oyun bir sunucunun panik halinde okuduğu bir haberle başlıyordu:
r5zGOjx6Z06UcbBMJxjqSg.jpg

“Dikkat! New Jersey’de bir çiftlik arazisine büyük bir göktaşı düştü. Araştırma ekibi yolda…” İlk başta dinleyenler tam ne olduğunu anlayamadı. Bir süre sonra, “göktaşı” nın içinden bir şeyin çıktığı söylendi. Polis karakolları ve gazeteler telefon yağmuruna tutuldu. İnsanların çoğu uzaylıların dünyayı istila ettiğine inanmıştı. O an itibarıyla, bu kişiler için artık o öykü bir oyun değil, gerçeğin ta kendisiydi.Saatler ilerledikçe, panik yayıldı. New York’un dış mahallelerinde yollar tıkandı. Her ne kadar radyo yayını sona erdiğinde Orson Welles gerçeği açıklasa ve bunun yalnızca bir oyun olduğunu söylese de binlerce kişi gerçek ile kurgu arasındaki çizgiyi çoktan geçmişti.
B__36Y5_xkWjFQEpccMSvQ.jpg

Bu olay, insanların sınırlı bilgiyle gerçeklik algılarını hızla kaybedebileceğini ve medya yoluyla kolayca yönlendirilebileceğini gösteren en çarpıcı örneklerden biridir. Bu kırılganlık, komplo kuramlarının beslendiği belirsizlik, duygusal yoğunluk ve yüzeysel ikna edicilikten oluşan zemini meydana getirir. Aradan geçen seksen yıldan sonra, teknoloji değişti ama insan psikolojisi aynı kaldı. Bugün de insanlar, tıpkı o akşam gibi, inanmak istedikleri hikayeleri gerçek sanmaya devam ediyor.Güncel Bir Örnek: İran-İsrail "Tiyatrosu": Komplo Teorilerine İnanmanın Psikolojik TemelleriGünümüz komplo kuramcıları, İran-İsrail arasında yaşanan 12 günlük savaşı da bu çerçevede "danışıklı dövüş" olarak yorumluyor; medya aracılığıyla sunulan savaşın aslında kontrollü bir gerilim olduğu, iki tarafın da iç kamuoyunu konsolide etmek ve dikkatleri başka yönlere çekmek için bu “oyunu” sahneledikleri iddia ediliyor — tıpkı bir radyo tiyatrosu gibi.Peki bu modern çağda, bilgi çağında, gerçek bilgiye erişimin bu kadar kolay olduğu bir dönemde neden komplo teorileri bu kadar etkili olmaya devam ediyor?
imgKJJ3oDkSdnCNDvvtyhA.jpg

İnsan zihni olayları ve çevresini anlamlandırmaya, belli örüntüler, kalıplar bulmaya çalışır. Oysa dünyada yaşanan olaylar çoğu zaman mantıklı açıklamaları olmayan, rastgele ortaya çıkabilen gelişmelerdir. Bir salgın, ekonomik kriz, terör saldırısı veya doğal afet karşısında zihnimiz "neden?" sorusuna cevap arar. Komplo teorileri, bu karmaşık olaylara basit, anlaşılır ve hatta dramatik açıklamalar sunar.Örneğin; küresel Covid salgınını hatırlayın: Covid’in gerçek nedenlerini anlamak için klinik mikrobiyoloji, halk sağlığı ve genetik, moleküler biyoloji, viral evrim kuramı gibi onlarca kuramı ve etkeni bilmek gerekir. Ancak "Çinliler tarafından laboratuarda özellikle üretildi ve 5G şebekesi yoluyla yayıldı" demek çok daha basit ve tatmin edicidir.
yp1qE2z-f0-ASfN1w-qiMA.jpg

Modern dünyada bireyler kendilerini küresel olayları etkileyemeyecek kadar küçük ve çaresiz hissediyor. Bazı insanlar sosyopolitik basit açıklamaları rastgele, öngörülemez veya açıklanması güç olaylarla karşılaşmanın verdiği güvensizliğe tercih eder. Komplo kuramları, bu güçsüzlük hissinin üstesinden gelmenin bir yoludur. "Gerçeği biliyorum, sistem beni kandıramaz" düşüncesi bir tür kontrol yanılgısı yaratır.ÜSTÜNLÜK HİSSİ VE ÖZEL BİLGİ İLLÜZYONUKomplo kuramlarına inananlar kendileri dışında kalan herkesin kandırıldığı, büyük “sürüye” uyduğu, oysa kendilerinin o sürünün dışında olduğuna ve sadece kendisi veya sınırlı sayıda kendilerine benzer bazı “akıllı” insanların gerçeği bildiğine inanır. Bu "özel bilgi" ye sahip olma ve o özel gruba dahil olma hissi, kişiye üstünlük duygusu verir. "Komploculuk”, komplocuyu her şeyin farkında olan bir kahraman ilan ederken, diğer büyük kitleyi uyutulmuş, kandırılmış, şuursuz, aptal durumuna düşürülmüş olarak gören özel bir anlatı çeşididir."BİLİŞSEL ÖNYARGILAR VE DOĞRULAMA EĞİLİMİİnsanlar var olan inançlarını destekleyen bilgileri aramaya, çelişen bilgileri görmezden gelmeye meyillidir. Sosyal medya algoritmaları bu eğilimi körükleyerek benzer düşünen insanları bir araya getiriyor ve "yankı odaları" yaratıyor. Psikolojik Profil: Kimler Komplo Teorilerine İnanmaya Daha Yatkın? Araştırmalara göre komplolara inanan insanlar 'daha az eğitimli ve dogmatik olma eğiliminde, yüksek düzeyde şüpheci iken bir yandan da düşük güven düzeyi gösteriyorlar. Diğer yandan böyle kişiler Bilişsel olarak analitik düşünme yerine sezgisel düşünmeyi tercih eden, bağlantı kurma konusunda aşırı aktif ve olayları değerlendirirken istatistiksel düşünme açısından zorlandıklarını gösteriyor.
XwCYj5FKD0yFkJKuy-5sKA.jpg

Bilişsel UyumsuzlukBir kez benimsenen komplo teorisi, kişinin kimliğinin bir parçası haline gelir. Çelişkili kanıtlarla karşılaştığında, inancını terk etmek yerine kanıtları yeniden yorumlama eğilimi gösterir.Batık Maliyet YanılgısıBir komplo teorisine yatırdığınız zaman, enerji ve duygusal yatırım ne kadar fazlaysa, onu terk etmek o kadar zor olur.
cUgVx2gn3kOT4xSZBFFmAA.jpg

Komplo teorileri insan psikolojisinin doğal bir sonucu. İnsanların komplo teorilerine inanmasında evrimsel, bireysel ve toplumsal etkenler rol oynar. İran-İsrail "tiyatro" teorisi örneğinde olduğu gibi, gerçek trajediler yaşanırken bile bazı insanlar bunları "sahte" olarak algılayabiliyor. Bu durum hem bireysel hem toplumsal düzeyde en basitinden bizi gerçekçi tespitlerden uzaklaştırmak gibi ciddi sonuçları olabilir. Kitle iletişimin çok yaygınlaştığı ve hızlandığı günümüz dünyasının en büyük sorunlarından biri, bu eğilimlerle nasıl başa çıkacağımız. Cevap muhtemelen eğitim, medya okuryazarlığı ve en önemlisi, karmaşık gerçeklerle yaşamayı öğrenmek ve çok boyutlu düşünmekten geçiyor. Çünkü dünya, komplo teorilerinin iddia ettiği kadar basit değil – ve bu, aslında bu karmaşıklık ve öngörülemezlik tam da onu daha da ilginç hale getiren şey...
Ziyaretçiler Göremez, Görmek için Giriş yap veya üye ol.
 
Geri
Üst Alt