
15 yaşındaki Callum Stone’a, agresif ve ameliyat edilemez bir beyin tümörü teşhisi kondu. Sporcu kimliğiyle tanınan genç, teşhisten sadece saatler önce ilk belirtileri göstermeye başlamıştı.

Ocak ayında bir sabah okulda aniden migren benzeri bir baş ağrısı yaşayan Callum’un durumu kısa sürede ciddileşti. Annesi Sarah (41) ve üvey babası Mark (42), oğullarını almaya gittiklerinde konuşmakta zorlandığını fark etti. Aile hemen Callum’u Acil Servis’e götürdü. Ancak yolculuk esnasında genç çocuk art arda üç kez nöbet geçirdi.Yapılan ilk tetkiklerde beyninde iltihap tespit edilen Callum’un, viral bir enfeksiyon geçirdiği düşünüldü. Bir hafta boyunca gözlem altında tutulan genç, anti-nöbet ilaçlarıyla evine gönderildi. Ancak doktorlar, durumu daha yakından incelemek üzere Callum’u Londra’daki başka bir hastaneye sevk etti.

Burada yapılan ileri düzey MR taramalarında, Callum’un beyninde büyük bir tümör olduğu ortaya çıktı. 5 Şubat'ta biyopsi alındı ve 11 Şubat'ta aileye, Callum’un diffüz dördüncü derece glioma adlı agresif bir beyin kanseriyle mücadele ettiği bildirildi.

Bu tür gliomlar, en hızlı büyüyen beyin tümörleri arasında yer alıyor. Uzmanlara göre hastaların yalnızca %5 ila %10'u teşhisten sonraki beş yıl içinde hayatta kalabiliyor.“Dünyamız bir anda altüst oldu. Daha birkaç ay öncesine kadar sıradan bir aileydik,” diyen anne Sarah, teşhisin ardından yaşadıkları travmayı anlattı. Tümörün “örümcek ağı gibi” yayıldığını ve ameliyat edilemez olduğunu öğrendiklerinde ise yıkıldılar. Sarah, “Eğer ameliyat edilseydi, sağlıklı beyin hücrelerinin çoğu alınmak zorunda kalacaktı,” diyerek çaresizliklerini dile getirdi.

Callum’un üvey babası Mark ise, “Haberi bize o verdi. Gülümsedi ve sarıldı. Ama içten içe ne kadar endişeli olduğunu hissedebiliyorduk,” sözleriyle o anı anlattı.Callum şu anda kemoterapi öncesinde fiziksel sağlığını korumak için egzersiz yapıyor ve diyetine dikkat ediyor. Sarah, “Hiç hasta olmamış bir çocuktan, hastanede kalan ve birçok ilaç kullanan bir çocuğa dönüştü,” derken, Mark ise oğlunun motivasyonunu korumak için spor salonuna geri döndüğünü söyledi.

Sarah, “Olabilecek en iyi performansı gösteriyor. Egzersiz yapıyor, arkadaşlarıyla iletişimini sürdürüyor. Onları gördüğünüzde yeniden hayata karışmak, dışarı çıkmak, plan yapmak istiyorsunuz. Bu da günleri atlatmayı kolaylaştırıyor,” sözleriyle oğlunun moralini yüksek tutmaya çalıştıklarını belirtti.
Ziyaretçiler Göremez, Görmek için
Giriş yap veya üye ol.