Haber Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar'da: "İsrail güçlü tepki olmazsa durmayacak"

  • Google Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan AlpEren
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • 2
    💬 Bu Konuya 0 cevap yazıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar'da: İsrail haydutluğu farklı bir boyuta ulaştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar'daki İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, "Son saldırı İsrail'in haydutluğunu farklı bir boyuta taşıdı. Bu yüzden bu zirvenin Doha'da olması çok anlamlı" dedi. Erdoğan, zirveye katılan liderlerle görüşmeler gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'ne katılmak üzere Katar'ın başkenti Doha'ya gitti.

Erdoğan'ı, Uluslararası Hamad Havalimanı'nda Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Şeyh Suud bin Abdurrahman Al Sani, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Doha Büyükelçisi Mustafa Göksu ile Büyükelçilik mensupları karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sağlık Politikaları Başkanı Prof. Dr. Halit Yerebakan da Doha'ya gitti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyet, Doha

ERDOĞAN: MÜTTEFİK KATAR'IN YANINDAYIZ Zirvenin liderler oturumunda konuşan Erdoğan, etkinliğe ev sahipliği yapan Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'ye teşekkür etti.

Soykırımcı İsrail'in Katar'a düzenlediği menfur saldırıda şehit edilen Filistinliler ile Katarlı polise Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze'de işlediği soykırım nedeniyle İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi Olağanüstü Zirveleri düzenledik. Bu zirvelerde, İsrail'in artan saldırganlığının artık bölgemiz için kesinkes durdurulması gereken bir tehdit oluşturduğunu dünyaya ilan ettik. Terörden beslenen bu çarpık zihniyetin uluslararası istikrar ve güvenlik için risk teşkil ettiğini defalarca ortaya koyduk. İsrail, Filistin'den sonra Lübnan'a, Yemen'e, İran'a ve Suriye'ye saldırdı. Tunus açıklarındaki sivil gemileri hedef aldı. Seçilmiş siyasetçilere ve devlet adamlarına suikastler düzenledi. Şimdi de arabulucu Katar'a saldırdı. Son saldırı İsrail'in haydutluğunu artık farklı bir boyuta taşımıştır. Bugünkü zirvemizi Doha'da gerçekleştirmemizi bu bakımdan çok önemli ve anlamlı buluyorum. Dünya kamuoyunun bu toplantımızı İslam aleminin Katar'a koşulsuz desteğinin bir tezahürü olarak görmesi gerektiğinin altını çiziyorum. Bugün alacağımız kararların, işte bu kalbi hissiyatımızı dünya kamuoyuna bir kez de yazılı olarak ilan etmesini temenni ediyorum." Katar'ın ortaya çıkan krizi Emir Şeyh Temim'in dirayetli ve bilge liderliğinde, vakarla yönettiğini memnuniyetle müşahede ettiğini dile getiren Erdoğan, "Türkiye olarak dost ve kardeş müttefik ülkemiz Katar'ın her daim yanında olduğumuzu tekraren vurguluyorum" diye konuştu.

"KAOSTAN VE KANDAN BESLENEN TERÖR ZİHNİYETİ"

"Netanyahu hükümetinin esas amacının bir yandan Filistin'deki katliam ve soykırımı sürdürürken, diğer yandan hiçbir ayrım yapmadan tüm bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemek olduğu artık şüphe götürmez bir gerçektir" diyen Erdoğan, şunları ifade etti:

"Karşımızda kaostan ve kandan beslenen bir terör zihniyeti ve onun vücut bulduğu bir devlet var. Birleşmiş Milletler şartını açıkça ihlal eden uluslararası hukuka ve kural temelli uluslararası sisteme meydan okuyan bu zihniyet işlediği suçların cezasız kalmasıyla halen ayakta kalabilmektedir. Son dönemde haddini bilmez bazı İsrailli siyasetçi müsveddelerinin 'Büyük İsrail' hezeyanını sık sık tekrarladığını görüyoruz. İsrail'in komşu ülkelerdeki işgallerini genişletme çabaları bu hedefin somut birer tezahürüdür. İslam alemi İsrail'in bu yayılmacı emellerini boşa çıkaracak dirayete ve imkana Allah'ın izniyle sahiptir." "DESTEKÇİLERİ İÇİN DE MALİYET OLUŞTURMAYA BAŞLADI"

Erdoğan, Netanyahu katliam şebekesinin muvazeneyi kaybetmesinin artık destekçileri için de maliyet oluşturmaya başladığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Katar'a yönelik pervasız saldırılar karşısında İsrail'e kayıtsız şartsız destek verenler de tepki göstermek mecburiyetinde kaldı. Bazı ülkelerin Filistin devletini tanıma niyetlerini açıklamaları da elbette olumlu bir adımdır. Gönül isterdi ki bu daha erken bir aşamada yapılsın. Ancak bu adımlar İsrail'e yönelik somut ve güçlü yaptırımlarla desteklenmediği takdirde netice vermekte zorlanacaktır. Diplomatik gayretlerimizi, İsrail'e yaptırım uygulamalarının artması için yoğunlaştırmalı, İsrailli yetkililerin adalet önünde hesap vermeleri için uluslararası hukuk mekanizmaları kullanılmalıdır." "İSRAİL EKONOMİK OLARAK DA SIKIŞTIRILMALI"

"İsrail'in güçlü bir tepki ve yaptırımla muhatap olmadan kısa vadede durmayacağını, işgal ve istikrarsızlık politikalarına hız vereceğini biliyoruz" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu engelleyecek imkanlarımızın olduğunun farkındayız. Artık bazı alanlarda kendi kendine yeter seviyeye ulaşmamız şarttır. Bunların başında caydırıcı bir savunma sanayisi ve kalkınma geliyor. Yetenekleri ve tecrübelerimizi siz kardeşlerimizle paylaşmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim. Gelecek on yılları kazanmak için şimdiden bu alanlarda işbirliğimizi yoğunlaştırmamız gerektiğini düşünüyorum." Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in ekonomik olarak da sıkıştırılması gerektiğine inandığını belirterek, "Daha önceki tecrübeler bu tür adımların netice verdiğini gösteriyor. Biz Türkiye olarak 1,5 senedir İsrail ile tüm ticari işlemleri durdurduk. Böylece yıllık olarak 9,5 milyar dolarlık rakamdan sarfınazar ettik" dedi. "SOMUT ADIMLARI VE MEKANİZMALARI HAYATA GEÇİREBİLMELİYİZ" Erdoğan, İsrail'e yönelik Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan soykırım davasına desteğin de çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Keza bölgenin güvenliğini el birliğiyle kendimizin sağlayacağı somut adımları ve mekanizmaları hayata geçirebilmeliyiz. Bu noktada İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde yapılabilecekler olduğuna inanıyorum. Bizler 1967 sınırları temelinde coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti vücut bulana kadar mücadeleye azimle devam edeceğiz. Bu kutlu davada ne tehciri ne soykırımı ne de bölünmüşlüğü kabul edebiliriz. Zirvenin ve alacağımız kararların İsrail tehdidini durdurmak için ilave adımlar atılmasına vesile olmasını ve toplantımızın sonuçlarının harfiyen takip edilmesini temenni ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hasan Şeyh Mahmud bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının ardından, zirveye katılan Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile görüştü. Görüşmede, Erdoğan'a, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Halit Yerebakan eşlik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mahmud ile yaptığı görüşmenin ardından, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'yi kabul etti.

Erdoğan, Irak Başbakanı Sudani'yle görüşmesinde terörle mücadelede işbirliğinin süreceğini, birçok alanda ilişkilerin kuvvetlendirilmesi için çalıştıklarını belirtti.

Muhammed bin Selman ve Cumhurbaşkanı Erdoğan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirveye katılan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile de bir araya geldi.

Erdoğan, Veliaht Prens Selman ile görüşmesinde Türkiye’nin İsrail saldırganlığının hedefi olan ülkelerin yanında durmaya devam edeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmed Şara ile görüşmesinde Türkiye

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doha'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ile görüştü.

Görüşmede Erdoğan'a, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Halit Yerebakan eşlik etti.

İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, görüşmede, Türkiye ile Suriye ikili ilişkileri ve bölgesel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Şara'nın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına katılmasının tarihi önemde olduğunu, Türkiye'nin Suriye'ye destek vermeye devam edeceğini, ikili ilişkileri geliştirmek için çalıştıklarını ifade etti. Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'de farklı unsurları bir araya getirecek adımları takip ettiğini, Suriye'nin birlik ve beraberliğinin korunmasının ve SDG'nin 10 Mart mutabakatına riayet etmesinin önemli olduğunu belirtti.

Erdoğan, Katar Emiri Al Sani ile görüşmesinde İsrail saldırısında şehit düşenlere rahmet, yaralılara şifa dileklerini de ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'nin ev sahibi Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile görüştü. İletişim Başkanlığı'ndan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, “Görüşmede Türkiye ile Katar ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, İsrail’in Katar’a yönelik saldırısının kabul edilemeyeceğini, Türkiye’nin her zaman Katar’ın yanında olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanımız, İsrail’in düzenlediği saldırı ile barış müzakerelerini baltalamayı amaçladığını, her şartta müzakerelerin devamının faydalı olacağını, Türkiye’nin arabuluculuk çalışmalarına destek vermeyi sürdüreceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Katar ilişkilerinin savunma sanayii ve güvenlik başta olmak üzere her alanda geliştirileceğini belirtti. Görüşmede Cumhurbaşkanımız, İsrail saldırısında şehit düşenlere rahmet, yaralılara şifa dileklerini de ifade etti. Cumhurbaşkanımıza görüşmede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın eşlik etti” ifadeleri kullanıldı.

İLETİŞİM BAŞKANI DURAN: CUMHURBAŞKANIMIZ GÜÇLÜ BİR DURUŞ SERGİLEDİ İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi’nde Filistin ve Gazze meselesine dair yine güçlü bir duruş sergilediğini söyledi.

Duran sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi’nde Filistin ve Gazze meselesine dair yine güçlü bir duruş sergiledi.

“Diplomatik gayretlerimizi, İsrail'e yaptırım uygulamalarının artması için yoğunlaştırmalı, İsrailli yetkililerin adalet önünde hesap vermeleri için uluslararası hukuk mekanizmaları kullanılmalıdır.” vurgusu, Türkiye’nin diplomasi çizgisini net biçimde ortaya koydu.

Bu yaklaşım, sadece güncel krize dair bir tepki değil; aynı zamanda uluslararası sistemin adalet, hukuk ve insan onuru temelinde yeniden şekillenmesi gerektiğine dair güçlü bir çağrı niteliğinde. Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlılığı ve duruşu, İslam dünyasının ortak vicdanını yansıtırken, Türkiye’nin küresel ölçekte barış ve adalet mücadelesinde üstlendiği sorumluluğu bir kez daha teyit ediyor. Cumhurbaşkanımız konuşmasında önemli mesajlar verdi: ▪️“İslam alemi İsrail'in bu yayılmacı emellerini boşa çıkaracak dirayete ve imkana Allah'ın izniyle sahiptir.” ▪️“İsrail'in güçlü bir tepki ve yaptırımla muhatap olmadan kısa vadede durmayacağını, işgal ve istikrarsızlık politikalarına hız vereceğini biliyoruz.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN PAYLAŞIM Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nin ardından sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Bugün Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirdiğimiz İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi’nde aldığımız kararların İsrail tehdidini durdurmak için ilave adımlar atılmasına vesile olmasını, toplantımızın sonuçlarının harfiyen takip edilmesini temenni ediyorum. İsrail, Filistin’den sonra Lübnan’a, Yemen’e, İran’a ve Suriye’ye saldırdı. Tunus açıklarındaki sivil gemileri hedef aldı. Seçilmiş siyasetçilere ve devlet adamlarına suikastlar düzenledi. Şimdi de ara bulucu Katar’a saldırdı. Son saldırı, İsrail’in haydutluğunu artık farklı bir boyuta taşımıştır.

Netanyahu hükümetinin esas amacının, bir yandan Filistin’deki katliam ve soykırımı sürdürürken diğer yandan hiçbir ayrım yapmadan tüm bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemek olduğu artık şüphe götürmez bir gerçektir. İslam alemi, İsrail’in bu yayılmacı emellerini boşa çıkaracak dirayete ve imkana Allah’ın izniyle sahiptir.

Bizler 1967 sınırları temelinde, coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti vücut bulana kadar mücadeleye azimle devam edeceğiz. Bu kutlu davada ne tehciri ne soykırımı ne de bölünmüşlüğü kabul edebiliriz.”
Ziyaretçiler Göremez, Görmek için Giriş yap veya üye ol.
 
Geri
Üst Alt